Canan Aydoğan
Mardin
Kendimizin en iyi versiyonuna iten güç ne? Kendimizle savaş halindeyiz ama bu savaşın farkında değiliz. Günlük rutinlere sıkı sıkı olan bağımlılığımızdan dolayı asla olumsuzluklara yol vermeden mükemmel olma arzusu bizi yönetiyor. İçe çekilmeye, nefes alıp durmaya hakkımız yok. Hep daha iyisinin peşinde koşmalı, genç görünmeli, güzel olmalı, pozitif düşünmeli, enerjik olmalı… Daha sayamadığım tüm olumlu kelimelerle kurulu hayatımız. Peki bunun için kendimize zaman ayırabiliyor muyuz? Biraz ara verip aldığımız nefesin bizde uyandırdığı rahatlığın farkında bile değiliz.
Her şeye yetişebileceğimize her şeye yetebileceğimize inanıyoruz. İncinmeye, yaralanmaya, gülmeye hakkımız olduğu kadar bunlara da hakkımız var. Ruhsal olarak düşüşlere açık değiliz. Çünkü bizi güçsüz, zayıf gösterecek hiçbir şeye tahammülümüz yok. Arzular sonsuz bir hayal gücü yaratmasına rağmen kaybolabiliriz. Arzuların peşinden koşarken kendimizin iç sesine pek kulak asmıyoruz. Yolun sonuna varmadan yorgun düşüyoruz. O yüzden sakinliğe ihtiyacım olduğunu düşünüyorum. Zihnimi sakinleştirmeye, farkındalığımı artırmaya, iç huzuru bulmak için meditasyona büyük ilgi duyuyorum. Meditasyon sırasına parmakların pozisyonu, enerjiyi yönlendirmek, zihinsel odaklanmayı artırmak ve bedenle zihin arasındaki bağlantıyı güçlendirmek için kullanılır.
Parmakların en ucuna kadar olan enerji akışını hissetmek, odaklanmak benim için muazzam bir duygu. İşaret parmağı daha aktif hareketlerde bulunduğunu düşünüyorum. İşaret parmağının meditasyonda odaklanmayı ve bazı pratiklerde çok önemli bir yer tutar.